Hanlar ve Özellikleri
Anadolu'nun coğrafik yapısı, yol güzergâhlarının belirlenmesinde etkili olmuştur. İçteki yüksek yaylalar, Akdeniz ve Karadeniz kıyılarına paralel uzanan, doğuda birleşen sıradağlar, batıda alçalarak oluşan Ege ve Akdeniz vadileri ve iklimsel büyük farklılıkların en önemli sebebi olarak özetlenebilir. Bu yüzey şekillerinin uzanış yönü doğu-batı doğrultulu bir yol sistemi olarak belirmiş, kuzey-güney doğrultulu yollar ise ancak teknik imkanların çoğaldığı daha sonraki dönemlerde gelişebilmiştir.
Anadolu Selçukluları devrinde gelişen düzenli yol sistemleri ve bu yollar üzerinde sağladıkları güvenli seyahat imkânı, Diyarbakır'ın ticari amaçlı gelişiminde önemli etkenlerden birisi olmuştur. Diyarbakır'ın önemli yollar üzerinde bulunması, bazı yapıların gelişmesine neden olmuştur. Bunların başında hanlar gelmektedir. Diyarbakır'da bulunan hanlar Osmanlılar döneminde yapılmış olup, bu devrin mimarisinin en güzel örneklerindendir. Bu yapılardan günümüze ancak üç tanesi ulaşabilmiştir. Bunlar; Deliller Hanı (Hüsrev Paşa Hanı), Hasan Paşa Hanı ve Çifte Han'dır.
HÜSREV PAŞA HANI (DELİLLER HANI)
Diyarbakır'da ayakta kalmış hanlardan Hüsrev Paşa Hanı, H. 934 yılında Diyarbakır'ın ikinci Osmanlı valisi olan Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. Deliller Hanı olarak da bilinen yapının bu adı almasının nedeni, hacı adaylarına rehberlik yapan delillerin burada konaklamasıdır. Han karşısındaki geniş alana da Hacılar Harabesi denilmektedir.
Oldukça geniş bir alanı kaplayan hanın, ortasında kareye yakın geniş bir avlusu bulunmaktadır. Bu avlunun etrafında bulunan ve iki katlı revaklı geçişlerin arkasında yer alan han odaları ile tek kaili bir ahır kısmından meydana gelmiştir. Avlu ortasında bir şadırvan bulunmaktadır. Girişle ve girişin tam karşısında bulunan merdivenler, üst katla bağlantıyı sağlamaktadır. Odaların revaklı geçişlere ve oradan da avluya açılan kapılarının yanında bir de pencere bulunmaktadır.
Hanın ahır ve depo olarak kullanılan ikinci kısmına, güneydeki bir han odasının geçit olarak kullanılacak şekilde düzenlenmesi ile geçilmektedir. Ahır kısmında tek sıra halinde dizilmiş pencereler bu bölümün aydınlatılmasını sağlamaktadır. Hanı dıştan tek yönde sınırlayan dükkânlar, ahır kısmının caddeye bakan yüzeyinde devam etmektedir. Dışarıdan bakıldığında, ahır kısmı tek kat, odaların yer aldığı ana bölüm çift kat olarak yükselmektedir. Yapı, siyah bazalt taş ve beyaz kalker taşının beraber kullanılması ile oluşturulmuştur.
Yeniden kullanım karan alınarak günümüz koşullarına uydurulmak istenen bu han, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün yardımları ile 1984 yılında 49 odalı ve 103 yataklı otel haline getirilmiştir. Beş yıldızlı bir otel haline getirilen bu yapıda avlu, ana mekân olarak kullanılmaktadır. Sabah kahvaltısı, öğle yemeği, açık bar ve özellikle yazın akşam yemeği için avlu kullanılmaktadır.
Daha önce deve ve atların gecelediği ve yaklaşık 6-7 m. yüksekliğinde ahır olarak yapılmış birim günümüzde kapalı restoran olarak kullanılmaktadır.
Restaurant 300 kişi kapasiteli olup yalnız otel müşterileri değil yerli halkın da yemek yeme amacıyla kullandığı bir mekân durumundadır.
Kış aylarında müşteri sayısı % 30-40 civarında olmasına karşın, yaz aylarında (özellikle Diyarbakır iklimini göz önüne alarak Nisan başlarından Ekim sonuna kadar süren sıcak hava, yaz döneminde yedi aylık bir süreyi kapsamaktadır) bu oran % 70 civarındadır.
Odalarda ve restaurantta bulunan pencereler havalandırma için yetersiz olmasına karşın bu sorun havalandırma bacaları ile çözümlenmiştir.
Yapıda kalorifer tesisatı yapılarak ısınma sorununa çözüm bulunmuştur. Banyo ve WC eklenemeyen adalar, personele ayrılarak kullanılmaktadır.
Hüsrev Paşa Hanı (Deliller Ham).
Cadde üzerindeki cephede bulunan dükkânlar turistik amaçlı alışveriş imkânına sahiptir.
Giriş katında iki kol idarî bürolar, şark odası, oyun odası, bar olarak düzenlenmiş, diğer iki kol ise yatak odalarına ayrılmıştır.
Otelde konaklayan turistlerin oranı % 20 yabancı, % 80 yerli turist ağırlıklıdır.