Diyarbakır ve İlçeleri Web Tanıtım Kültür Sitesi
  Giğer Hanlar
 

Deliller Hanı:

Mardin kapısı'nın hemen karşısında olan bu han 1527 yılında Diyarbakır valilerinden Hüsrev Paşa ta­rafından yaptırılmıştır. Buraya Deliller Hanı adı ve­rilmesinin sebebi, İslâm ülkelerinden Hicaz'a gitmek üzere toplanan Hacı adaylarını götürecek delillerin bu handa kalmalarından kaynaklanmaktadır. Gördü­ğü bir kısım tamiratlarla bugün de ayakta kalmış sa­yılı hanlardandır".

Evliya Çelebinin de bahsettiği üzere oldukça faz­la sayıda odası bulunan Deliller Hanı, 20 Haziran 1603 tarihli bir vakfiyede "Mardin kapusu Menzil Han" şeklinde geçmektedir. Söz konusu handa XIX. yüzyılda Hacı adayları ve delillerin yanı sıra, 1817 tarihînden itibaren askerlerin de kaldığı görülmekte­dir . II. Mahmud ve bunu takibeden Tanzimat döne­minde ise Deliller Hanı büyük ölçüde askerin ikame­tine tahsis edilmiş ve depolarına askeri malzemeler konulmuştur. Temmuz 1841 tarihinde Kerim Paşa Livası'nın 2. Alayı'nın eşyaları Deliller Hanı yüklüğün­de bulunmaktaydı. Bu handa 1842 tarihinde önemli sayıda asker kaldığından , 11 Nisan 1842 tarihli Vilayet Masraf Defteri'ndeki bir kayda göre 893 ku­ruş sarf edilerek, harap olan yerleri tamir edilmiştir". Deliller Hanı   1891   yılında   Diyarbakır'ı  ziyaret eden Arifi Paşa'nın verdiği bilgilere göre bu dönem­de de şehrin önemli hanları arasındaydı.

 

 İbrahim Paşa Hanı:

1810 (H. 1225) tarihli Şcyhzâde ibrahim Paşa vak­fiyesinden anlaşıldığına göre, Salos Mahallesi'nde, Muallak Mescidi'nin alt tarafında ve Deva Hamamı yanında idi. Adı geçen vakfiyiye göre, ibrahim Paşa Hanı, 

"...fevkânî kırkbir oda ve tahtanî kırk oda ve ahur ve fevkani ve tahtanı hâricinde bir sağır dükkân ve dâhilinde bir sağır dükkân ve oniki masura âb-ı Hamravat'dan ma-i cârisiyle havuz ve havlu..." 

 dan müştemildi. İbrahim Paşa tarafından 1810 tari­hinden önce inşa edilmiş olmalıdır.

İbrahim Paşa Hanı 5 mart 1816 tarihli bir hülâsa­dan anlaşıldığı üzere, tüccar hanı olarak inşâ edil­mişti. Ancak Diyarbakır valilerinden Emin Paşa za­manında askere mahsus hanlar boş dururken, bu handaki tüccarlar çıkartılarak hana askerler yerleşti­rilmiştir. Bunun üzerine ibrahim Paşa 9 Ekim 1815 tarihinde bir arz sunarak, bu durumun düzeltilmesi­ni istemiş ve 5 Mart 1816'da "mûcebincç emr-i âlî" gönderilmiştir. Nitekim 1829 tarihli bir hüccette, İbrahim Paşa İlanı'nda tüccarların kaldığı görülmek­tedir. Bu da söz konusu hanın tekrar tüccar hanı ol­duğunu ispat etmektedir.

 

Bugün için ayakta olmayan bu han hakkında di­ğer kaynaklarda da herhangi bir bilgiye rastlanma­mıştır. Dolayısı ile ne zaman yıkıldığı tespit edileme­miştir.

 

Tütün Hanı:

Abdal Mahallesi'nde, Deva Hamamı'nın bitişiğinde ve arkasındaydı. 1810 (H. 1225) tarihli İbrahim Paşa vakfiyesinden, bu tarihten önce ve İbrahim Paşa ta­rafından inşa ettirildiği anlaşılan Tütün Hanı, 

"... sağ tarafında yedi adet oda ve sol tarafında se­kiz adet oda ve İki ahur ve üç memşa ve sol tara­fında hamam külhanı ve havlu..." 

 yu ihtiva eden küçük bir handı. Şeyhzâde İbrahim Paşa tarafından evladiyet üzere vakfedilen han hak­kında başka bir bilgiye sahip değiliz. Çifte Han: Hasan Paşa Hanı'nm güneyinde ve Mardinkapı sı'ndan gelen caddenin sağında, sokak arasındadır. Birbirine bitişik iki handan meydana gelen bu hanın, ne zaman inşa edildiği kesin olarak bilinmemektedir. Bugün için sadece bir kısmı ayakta olan Çifte Han'ın yıkılmadan (ince tamamı Borsa olarak kullanılmaktaydı. 

1810 (H. 1225) tarihli bir vakfiyede Çifte Han'ın tümünün fizikî durumunu aydınlatan önemli bilgiler mevcuttur. Bu vakfiyeye göre Çifte Han.

"... Sulu Gözde yukarıda otuz oda ve tahtında yirmidokuz oda ve bir havuz ve iki ahur ve biri sağır biri kebîr ve bir mağaza mülhakatından beş adet dükkân ve memşa ve susuz Gözde yukarıda yirmi altı oda ve tahtında yirm'ıbir oda ve bir kahve dük­kânı ve memşa ve üç adet terzi dükkânı ve kapu arası içinde iki dükkân ve bir ahur ve memşa iki mağaza ve su kuyusu ve mülhakatından dört dük­kân..."

dan meydana gelmekteydi. 1810 tarihinde Çifte Han'ın "...40 sehm itibariyle 16 sehm ve guruş da 16 para..." yani °/o 40 hissesi Şeyhzâde İbrahim Paşa'nın mülkü olup evlâdiyet üzere vakfetmiştir .

1804 yılında Diyarbakır'ı ziyaret eden İnciciyan'ın önemli hanlar arasında saydığı Çifte Han, 1842 ta­rihinde 4872 kuruş sarf edilerek tamir edilmiş ve as­kerin ikametine tahsis olunmuştur. XIX. yüzyılın ikinci yarısında da önemini koruyan Çifte Han gü­nümüzde ise bu özelliğini kaybetmiştir.

 

Rüstem Paşa Hanı:

1539-1542 tarihleri arasında Diyarbakır valiliği yapan Rüstem Paşa tarafından yaptırılmış olmalıdır. Söz konusu han, Rüstem Paşa adından başka Yenikapı adıyla da bilinmekleydi. Yenikapı'nın dışarıdan girişle sağ tarafında bulunan handan günümüze bir şey kalmamıştır. 

Melek Ahmed Paşa Hanı:

Rumkapısı yakınlarında idi. Melek Ahmed Paşa 1591 yılında Diyarbakır'da cami ve medreseden başka, bir de ev inşa ettirmiştir. Bu evi, Dilaver Paşa tarafın­dan daha sonra hana çevrilmiş ve XIX. yüzyıla kadar gelmiştir. 11 Nisan 1842 tarihli Diyarbakır masraf defterinden, bu hanın ma'mûr olduğu ve içerisinde sü­vari askerinin ikamet ettiği anlaşılmakladır. Ne za­man harap olduğu ise bilinememektedir. 

 Kayseriye Hanı:

22 Ekim 1565 tarihli İskender Paşa vakfiyesinde, vakfın gelir kaynakları sayılırken, vakfa ait emlâkin yanında olması sebebiyle adı geçen Kayseriye Hanı'nın, İskender Paşa Camii ile Yeni Hamam yakınla­rında olduğu anlaşılmaktadır. 1577 tarihli bir vak­fiyeden ise söz konusu hanın, 12 hücre, 1 hela, 4 dükkân, 1 mahzenden oluştuğu ve evlâdiyet üzere vakfedildiği görülmekledir, incelediğimiz döneme ait belgelerde ismine rastlanmayan hanın ne zaman harap olduğu bilinmemektedir. 

İpekoğlu Hanı:

iskender Paşa Camii'nin batısında ve Penbeciler Çarşısında idi. 4 Mart 1676 tarihli vakfiyede, "...îpekoğlu Hanı dimekle ma'rûf Bengi han..."şeklinde ge­çen söz konusu han, 54 oda, 1 dükkân, 1 ahır ve su kuyusunu ihtiva etmekteydi. Yine aynı vakfiyede bu hanın, Hacı Mustafa Çelebi'nin mülkü olduğu ve ev­lâdiyet üzere vakfedildiği görülmektedir.

Ocak ortaları 1799 tarihli bir vakfiyede adına rast­ladığımız han, XIX. yüzyılın ikinci yansında da var­lığım sürdürmüştür. I. Dünya Harbi sırasında harap olduğu sanılmakladır. 

Han-ı Cedîd:

Şubat orlalan 1569 (Evâhir-i Şaban 976) tarihli Behram Paşa vakfiyesinde, Behram Paşa tarafından camiin arka tarafında bir de han inşa ettirilmiş oldu­ğu görülmektedir. Söz konusu hanın fevkani ve 33 odası ve avlusunda bir de havuzu bulunmaktaydı59. XIX. yüzyıla ail belgelerde ismine rastlanmayan ha­nın ne zaman harap olduğu bilinmemektedir.

 

Yukarıda saydığımız hanlardan başka Osmanlı dö­nemi Diyarbakır şehrinde varlığını tespit ettiğimiz, ancak haklarında fazla bilgi sahibi olmadığımız 10 han daha bulunmaktadır. Yerleri kesin olarak tespit edilemeyen bu hanlar ise şunlardır:

 

Sipahioğlu Hanı (1842), Fatih Mehmed Paşa Evkafından Halid Ağa Hanı (I842) Şevketlü Han (1723) Gümüşhaneli Defterdar Hanı (1844)  muhtemelen Ulu Cami yakınlarında olan Börekçiler Hanı (1799)  Yeni kapı yakınlarında Alaca Han (1676), îskerderoğlu Hanı (1842), Palancılar Çarşısı'nda Karakaş Hanı (1800) ), îshakoğlu Hanı (1817) ve İçkale'de olan Zincir Han (1837) .

 

Diyarbakır şehrinde bulunan hanlar özellikle 1840 tarihinden sonra önemlerini kaybetmeye başlamış­lardır. Yukarıda da belirtildiği üzere, hanların büyük bir holümü bu tarihten sonra askerin ikametine ay­rılmıştır. Mart 1840 tarihli vilayet masraf defterinde, Diyarbakır'da bulunan askerin ikamet eylediği hanların tamirine ayrılan para 53.341 kuruş olup, vilayet masraflarının en büyük kalemini oluşturmaktaydı"". Dolayısıyla bu tarihten sonra hanların ticarî özellik­lerini kaybettikleri söylenebilir. Bu ise şehrin ticari hayatında olumsuz bir rol oynamıştır. Ancak bu du­rumun, Osmanlı devleti genelinde uygulanan yeni askeri politikanın (Redif Eskerî Teşkilâtı) bir sonucu olduğunu ve aynı zamanda ülke genelinde olduğu gibi, Diyarbakır'da da ticarî hayatın eskisine oranla durgunlaştığını göstermesi açısından da önem taşıdı­ğını belirtmek gerekir.

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol